20 Ekim 2011 Perşembe


Siz bir ömür beklediniz diye gelmez size sevdiginiz. Bi kere söyleyemediyseniz derdinizi çaresi yok içinizde bitmeyen bi umut bekler durusunuz. Herhangi bi yerde karsılasmazsınız. Çarpısıp yere saçılan kitapları toplarken de baslamaz hikayeniz. Küçük mucizeler olmaz hayatta. Sizin Uyanmak  için sebebiniz kalmadı diye bitmez hayat. Günes dogar, batar, sonra yeniden dogar. mevsimler degisir. Herkes degisir. Sizin yalnızlıgınız degismez. Çünkü siz hatayı en basinda yaptınız. Simdi caresi yok yarın da uyanacaksınız öbür günde sonraki günde… İçinizde kocaman bi bosluk yasama sebebiniz kalmamis ne zamandan beri böyleydi diye soracaksınız kendinize. Cevabı yok. Ne zaman biter? Bilen yok. Hep böyle kalacak gibi gelecek karanlıkta çagırıp dururacaksınız gelsin, o kurtarsın bitsin diye. Duyması imkansız! Baskaları duyacak Kabul etmek imkansız! Kendi kendinize öyle dipsiz, karanlık bi kuyuya düstünüz ki bosuna bagırmayın artık ordan çıkmak imakansız !

28 Haziran 2011 Salı


şimdi hiçbir şarkı anlatmıyor içimdeki bu boşluğu hiç bir dizede yok mutsuzluğum gittiğim hic bir yer, güldüğüm veya ağladığım hiç bir an care değil. Içtiğim sigaralar boşuna, boşuna bekliyorum , boşuna içimde bitmeyen umut. Anlatsam şimdi sana nerden başlasam ki bu kadar zaman olmuş ondan öncesi de zaten hiç yokmuş ne filmlerdeki gibi aşık olduğun adam gelip seni bulmuş ne bir mucize ne bi anı hiçbiri yokmuş. hiç olmamış. söylesen söylenmiyor. Unutmaya imkan yok. Yazmaya bile halim yok. Kimse bilmez bunu kocaman bi boşluk var içimde hiç bir şey çaresi değil. Bilemem nasıl görmez içimdeki karanlığı gözlerime bakan. Anlatsan anlatılmıyor dedim ya yazmaya bile halim yok.

10 Ocak 2011 Pazartesi

Doğruyla yanlış arasındaki fark siyahla beyaz kadar nettir. Biz görmeyelim diye doğruyla yanlış arasındaki farkı "ama"lardan, bahanelerden, çıkarlardan gri bulutlar sarar etrafı. Değişen birşey yok.Çünkü bir rüzgar dağıtır o gri bulutları; bir rüzgar çarpar yüzümüze görmekten kaçtıklarımızı.

2 Ocak 2011 Pazar

Hiç umudunuzun olmaması daha iyidir bi küçük umuda inanmaktan... Çünkü itiraf edin hep istediğiniz şeyi fısıldarsa kulağınıza hayat, inanırsınız. Sonra istediğiniz kadar olmaz, imkansız deyin daha ilk baştan inandınız bile. Çaresi yok beklerken bulursunuz kendinizi. Öyle bir günde değil, işte öyle adım adım umutsuz, mutsuz, yalnız olunur. İşte öyle en son ne zaman gerçekten güldüğünü unutur insan. Tek bir an meselesi mutlu olmak bi küçücük ihtimal de var yok değil... Ama ne farkı var milli piyango bana çıksın diye beklemekten? Şimdi aldınız bileti elinize çıkmaz biliyorsunuz ama aklınızda çıksa ne yapacaksınız hayali var. Rakamlar çekilene kadar inanmaya devam edin ona boşuboşuna. Çünkü güzel olana inanmak kolay ama zaman uzadıkça  bir daha, bir daha olmadı bir daha her seferinde bildiğin halde beklemek şansının dönmesini, kendi kendine savaş açmak demek.

26 Aralık 2010 Pazar

bir dilek tut sonra unut çünkü en çok istediğin şeyi beklerken vermez sana hayat unutmanı bekler. En kötüsü gibi en iyisi de beklemediğin anda bulur seni. Beklemekten yoruldum bende... Başka şeylerle uğraşmak için bir  meşgale aradım buldum galiba şu anda onu okuyorsunuz :)